Kadehten haberi olmayan kırık çanağın tadından ne anlar? Kadehi bilmiyorsan çanağı bize övme!
Nahivci dilini bilmeyen ameleye kulak vereceğine ders verirse başına düşen adı ne olursa olsun taştır.
Kedinin su istediğini değil de sentaksını işiten, onu bize anlatanın adı Süleyman olsa ne yazar?
Kedi avcuyla su vermeyi bilen köylü kadının kucağını ev bilir.
Yanan gölde bir dem kamış olmayan neye kalem olabilir, neye üflenebilir?
Mey şişesinde balık olmayan hangi gönlü dile getirebilir?
Şiir sana hitap ediyor, şair sana hitap ediyor.
Derdi anla, hali anla, duyguyu anla, sonra analiz et.
İstersen baştan analiz et, ama suyu kuma dökme, talibi varken.
Birbirinden ayırdığınız alanlarla dünya anlaşılmaz. Şiir hiç anlaşılmaz. Ayırdetmeyi, yere çarptığını yapıştıran aşıkta gör. Bir olan ayrılmaz. Yapıştırılmışın birliği temenni edilmiştir sadece.
Parçalar ve bütünler birbirinin kapısı değil. Bir anlamda geçerli olan, başka bir anlamda alakasız bir önemin ifşası.
Rind deriz zahiddir, zahid deriz rindanedir. Sözlük kapatılmadan, söze kulak vermeden anlam yaşantısı yok.
Sözlüğe de bak, sözlüğe de dön, bunun öncesi sonrası yok, zamanı yok. Bu bakmada okuma da, dinleme de yok, ifade dert kaçrıldığında, boşlandığında.
Mısra(lar) önerme değil. Önerme olarak ele almanın yeri olsa da. Kelime, imge kavram değil, kavramdan yola çıksa da.
Elinde bir parçabilimin var. Anlamadan anlatmanın aleti elinde gibi dolaşma. İşini yapman, işini iyi yapman herkes işini iyi yapsa bile sonuç vermeyebilir. İşini iyi yapmanın nesnesi sensin. İşin kendinsin. Söylediğinde kendini işle, kendini tamamla.
Söyleneni lafza alet et lâtifeyle. Söylenene kulak vermedeysen, dertten, sunulan şaraptan anlıyorsan.
Cahil de yüz buruşturur, arif de. Birisi yabancı olduğundan iyisine de kötüsüne de. Ötekisi ekşimişe, su katılmışa, hilelisine.
Arif su katarsa sanattır. Cahil su katarsa parçalar bütünü, bütün parçalarını eğretiler, itekler.
Çözümleme bir gerekirliktir, ufku ve ufkunu yitirmeden. Elinde olan sadece sana açık olandır, talep ettiğinden fazlasını alsan da alamazsın. Eksik olduğunu kabul et, fazlasını başkası sana yazsın.
Sen anlamasan da, anlatamasan da seni anlaşılacağından fazla anlayan hep çıkar. Döküp saçtığını toparlayacaklar her daim olsa da, şiir pazarına girdiğinde filinden in!
Kendi evinde hayretle dolaş, yere serileni incitmeden.
Üzerinde dolaşılan, ayaklarına serilen dokumasıdır yaşamışlığın, Efendim.