7 Haziran 2011 Salı

Her Yeni Kararda Hukuk Yeniden Hayat Bulmakta, Temellenmektedir!


Hukukta uygulama bir kuramdan, üstyapıdan hayata birşeyler aktarma işi değildir.

Hukukta her uygulama kuramın, anlayışın, temelde olanın yeniden ifadesi, şekillendirilmesi, genişletilmesi, hayatla mutabakatının sağlanması, canlı kılınması işidir.

Aldığınız her karar, hukuku genişletir, günceller, aktive eder.

Uygulama/yorum hemen doğru yorum olmak zorunda olduğundan değil, kendisini tartışmaya açabildiği, temellendirilebildiği, itiraza açılabildiği için ufuk açıcıdır.

Geniş bir ufuk, bilgi geniş yorum imkânları sunar.

Keyfi davrandığımız an yorumun ve uygulamanın öznelerarası temellendirilebilirliğini, gerekçelendirilebilirliğini, sınanabilirliğini unutur; ezberden hareket ettiğimiz zaman her yeni hali bir tipe, kalıba aktarmış oluruz.

Hukuk ezberin değil anlayışın, hikmetin, ahlâk düşüncesinin, dinlemenin ve iddiasını temellendirip itiraza açmanın alanındadır.

Adalet söz konusuysa bir bilgi ve ufuk genişlemesinden, ilerlemeden bahsedebiliriz. Adalet mevzubahis değilse, bildiklerimizin kurumlaşmasından vazgeçmekteyiz demektir.

Hakim bağımsız, hakkkanî kararlarında hukuku, öznelerarası temellendirici diskuru, geleceğe aktarılacak adalet praksisini canlı tutar. Karar, eleştirisiyle, itirazıyla buluşturulmuş uygulamadır. Karar, bir çıkarsama değil, adalet önerisidir. Hukuk düşüncesi aşağıdan yukarıya kurulur, genişletilir, işletilir, gözden geçirilir. Yeni kanunlar uygulamayla gözden geçer, değerlendirilir, anlamlandırılır. Kendisini dayatan, yorum ve uygulama istemeyen kanun adaleti gerçekleştirmediği gibi adaletle de gerçekleşmez.

Yargı, her basit kararda "yeni bir şey" söyler, söyleştirir. Hakikatin yeni bir yanını, yeni bir şekillenmesini, halini.

Yargı, ezber bozarak açar medeniyetin ufkunu geleceğine.

Hukukun hikmeti, yeniden, yanlışsızlık üzerinden değil, öznelerarası diskur üzerinden "kendisini paylaşır".

Adalet için emek yoksa, medeniyetin ortak dili, yani bir medeniyet projesi yoktur!