8 Mart 2009 Pazar

Burada'm Yoksa Orada'm da Yok !

Ne kadar kendimizsek, o kadar genişleyebiliyoruz. Önce kendimizi reddetmememiz, kendimize ve başkalarına yalan söylemememiz, yani yalanla yaşamamamız lâzım. Başkalarıyla ufuk kaynaştırmak, kendi ufkunu başka ufuklarla açmak için kendi sorumluluğunu taşımak, kendine aktarılmış olanı, kendi cebindekileri, üzerine yetiştirildiklerini bir basit tanımla, ezbere bir evrensellikle atamayacağımızı bilmemiz lazım.

Tümüyle bize saydam olmayan arkaplanımızı çıkarıp attıracak hiç bir kabuk değiştirici yok. Bir kerede eleştirip kurtulmamıza imkân sunacak bir duruş da. Hakikate ve eleştiriye açık duracağız, insanlığa açık olacağız, ama bir dille, bir kültürle, bir yerlerde yetiştirilmişlerden de olacağız.

İnsan olmak, bir yerde yerleşik olmak bir yanıyla. Diğer yanıyla bir orada, ötede oluşu farketmek. O kardeşin de, bir yabancı da olabilir. Ona katılmak, ondan olmaktan çok, onu anlamaya, onunla anlaşmaya başlamakla genişleyen bir ufuk içindeyiz.

Anlamayı, yani anlaşmayı öğrenmekle başlıyor her şey. Nerede mutabık olmadığımızı bile anlamamız, anlama ve anlaşmadan, Efendim. Arzeyleriz halimizden, gece düşümüzden, gündüz hayalimizden.